http-equiv='refresh'/>

26 Mart 2012 Pazartesi

Oyun; hayatın her anında

Olağan bir günde 3 şey beni bekler:

1.Altını değiştirirken oyalama/eğlendirme

2.Yemek yedirirken oyun bulma

3.Uyumamak için odadan çıkmak istediğinde unutturmak için bir şeyler bulma

Anne bu sürelerde oyun oynatma hakkını fazlasıyla kullanmış oluyor. Bizim için düşündüğümde; günde 4 öğün yemek yedirsem yarımşar saatten 2 saat yemek, 5-6 sefer altını değiştirsem beşer dakikadan yarım saat alt değiştirme, öğlen uykusuyla birlikte, iyimser hesap, 1 saat de uyutma süresi versem; günün 3,5 saati oyalamak için oyun bulma ile geçiyor. Bizim kız günlük ihtiyaçlarıyla oyun ihtiyacının birlikte yapılmasını istiyor. Özellikle bezini değiştirme, kıyafetini çıkartma veya giydirme konuları beni zorlamaya başladı. Üzerine kıyafet giydirmesi de zor, giydirince onu üstünden çıkartması da zor. Kendi kararlarında diretme döneminde şu an. Neden onun dediğini yapamayacağımızı anlatarak konuyu kapatmaya çalışıyoruz. Eğer yine kabullenmez ve tutturursa bu sefer dikkatini başka şeye çevirerek yapıyoruz bunu. Bazen de o kazanıyor, onun isteğine biz uyuyoruz.

Bu dikkat dağıtma işi çok da kolay olmuyor yalnız. Biz annelerin yaratıcılığını arttıran, bunu gerektiren bir iş. Hem çocuğun ağlamasını susturacaksın, hem onu yapmayı istediği şeyden vazgeçireceksin, hem de yapmak istediğini yapacaksın..Örneğin tuvaletini yapmış ama bezini aldırmak istemeyen bir çocuk; asla yatmıyor, bezini açtırmıyor, ağlamaya başlıyor istemediğini göstermek için. Kollar bacaklar durmuyor ki adam akıllı anne de işini yapsın, altını temizlesin çocuğun. Altının pislendiğini, temiz bebek olmak için değiştirmemiz gerektiğini söylüyorsun. Açıklama yeterli gelmiyor, pis kalmanın onun için sakıncası yok belki de o an için. Anne artık bu noktada bir konu buluyor, mantıklı açıklamaları bırakıp bununla ilgili konuşmaya başlıyor. Çocuğun ilgisini çekecek bir şey olmalı ki diretmeyi bıraksın, unutsun. Veya eline oyalanacağı, değişik bir şey vermeli ki aynı etkiyi yaratsın. Çok sinirli zamanlarında eline verilen şey de anında fırlatılabiliyor. Pes etmemek lazım.

Yemek yedirirken genelde dergi bakarak oyalanıyoruz. Oradaki resimlerden hikayeler uyduruyoruz, onlara yemek veriyoruz vs. İkinci alternatif boya kalemleri; bu da zaman zaman birkaç kaşık eksiltebiliyor yemeğinden. Makarna ve mutfak kapları getiriyorum bazen. Eda’yı oyalamak için bu da iyi bir yöntem. En zoru kalabalıkta yemek yedirmek. İkimiz yalnız olduğumuzda her şey daha kolay oluyor.

Haftasonu İstanbul’a gittik. Uzun yolun Eda ile ne kadar zor olduğunu hep anlatmışımdır. Araba koltuğunda oturmak istemez, ben kucağıma almak istemem. Kıyametler koparır, oyalamak için bin türlü şey denerim. Zaten yorucu olan yolculuklar benim için iki kat yorucu geçer. Bu 2,5 saatlik İstanbul yolu bile olsa... Eda yine yol boyu huysuzluklarına başladı ilk yarım saat içinde. Çubuk kraker verdim ilk önce. Uzun süredir oynamadığı, dolayısıyla ilgisini çeker diye düşündüğüm oyuncaklarından almıştım yanıma. Sonraki aşamada onları çıkardım bir bir. Tabi hepsiyle oynama süresi kısa sürdü. En son çare iphone’da video açtım. Sevdiği reklamlar, peppe’nin kısa kısa videoları ve kendi bebekliğinde çektiğim videolardan sonra ondan da sıkıldı. Varmamıza yarım saat kala uykuya yenik düştü. Dönüşte uyku saatinde çıktığımız için daha rahat bir yolculuk oldu.

Aslında ona da hak vermiyor değilim. Araba koltuğu çok rahat görünmüyor. Dahası bizim arabanın camları çok yukarıda. O yüzden dışarıyı da izleme şansı pek yok. Sıkılıyor haliyle. Bir de çok terleyen bir çocuk. Arabanın içinde çıtçıtlı kısa kollu body üzerinde incecik bir penye ile tutmama rağmen terlemesine engel olamıyorum. Yolculuklar o yüzden ekstra bir oyun çabası demek benim için. Yani ekstra yorucu demek.

Şöyle oyunsuz ve kendi kendine yemek yediği, “anne uykum geldi” deyip yatmaya gittiği günleri hayal ediyorum. Çok güzel olacak inşallah. Büyüsün meleğim, büyüdükçe her şey daha da güzelleşiyor.

HB

2 yorum:

Unknown dedi ki...

bu konuda çok şanslıyım oto koltuğuna kendi isteğiyle oturan ve kaç saatlik yolculuk olursa olsun sorun yapmayan bir oğlum var şükrediyorum hep ilk 1,5 sene benim anamı ağlatıp sanki sihirli bir değneğin değmesiyle son bbir yıldır çok iyi giden bir ilişkimiz var umarım sizinki de öyle olur içten diliyorum.
sevgiler

SadeAnne dedi ki...

Maşallah. umarım bizimki de sever bir gün inatlaşmayı bırakıp.

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Recent News