“Sallanmaya
alışmasın” dan “nasıl uyursa uyusun, yeter ki uyusun” a geçişim hızlı oldu. Anne
istediği kadar kurallar belirlesin çocuk kendi kurallarını oluşturuyor. Hele bebek
gazlı ise kurallar illa ki ihlal ediliyor. Aşağıda gördüğünüz fotoğraf
evimizden salıncak manzaraları. Sepet Eda’nındı ve 4. bebeği büyütüyor. Yani arada
2 kişi daha kullandı. Aden’den sonra da talipleri var. odadan odaya taşıma ve
gece hemen yatağın yanına çekebilme açısından çok kullanışlı. Anakucağı da Eda
dan. Titreşimi sayesinde nadiren de olsa gaz çıkarmasına yardım ediyor. Salıncak
ise yeni. Müzikli ve kendi sallanıyor ama gel gör ki Aden hanım henüz pek
tercih etmiyor. 2.el ürünlere sempatisi daha fazla anlaşılan. Bunca salıncak
varken niye hepsinin içi boş diyecek olursanız cevap basit. Uyanık oldupu
zamanlarda bu kız kucak seviyor. Tercihen evin içinde gezen bir kucak.
İlk 2 hafta o
kadar çok uyuyordu ki. Süt iç, uyu, 1 saat uyanık kal döngüsü bizi yanılttı.
2.çocuk gerçekten rahat büyüyormuş yahu gibi komik bir yanılsama oldu. İlk çocuğumuz
uykuyu hiç sevmezdi, bu sevecek hiç değilse diye kısa bir umuda kapıldık. Öyle değilmiş,
hatta bu daha fena olacak gibi. Geçen bir eczacıyla konuşuyorduk, onun da kızı
varmış. Uykudan konu açıldı. Bizimki hala uyumuyor deyince kaç yaşında ki diye
sordum. 2 aylık cevabını alınca kısa süreli bir şok yaşadım tabi. Benim büyük
kızım 5 yaşında, hala geceleri uyandığı oluyor dediğimde de o biraz şaşırdı. Moral
bozmak istemem de daha şimdiden fazla ümitli geldi. Beni ilk çocukta
kandırmışlardı. Kırklansın düzelecek, 2 aylık olsun, 6 aylık olsun, yaşına
girsin her şey düzelecek diye diye…
Lohusayken
hasta olmak da varmış. 1 hafta kulak zonklaması, boğaz ağrısı ile boğuştum. Hep
doğal şeyler denedim ama geçmeyince doktora gitmek zorunda kaldım. Nur topu
gibi otit yani kulak enfeksiyonum olmuş. Penisilin içerikli antibiyotik
tedavisine başladık. Gece uyanık kalmak yeterince zorken bir de kulak ağrısıyla
ayakta durmak çok çok sinir bozucuydu. Diğer yandan maskeyle dolaşmak ayrı bir
işkence oldu. Allah’tan annecim yanımda. Gündüz Aden’i bırakıp biraz
uyuyabiliyorum onun sayesinde.
Aden 35 günlük
oldu. Hanfendi ağlamayı çok güzel öğrendi ama gülümseme konusunda hiç aceleci
değil. Rüyasında attığı gülücükler dışında ciddiyetinden asla taviz vermiyor. Altı
açıkken çok mutlu, yaz gelse de cıbıl dursa keşke. Banyoya yeni yeni alıştı
gibi. Çocuk anne karnında hep susuz olduğu için başlarda suya tepki gösterdi. Uyurken
bile yanında biri olsun istiyor çünkü mıkırdadığı zaman 2 seçeneğim oluyor. Ya hemen
sallayıp uykuya devam etmesini sağlıyorum. Ya da risk alıp dokunmuyorum. Kendi kendine
uyuyabiliyor ya da mıkırtılar ağlamaya dönüşebiliyor. Böyleyken evde bir işle
uğraşmak da imkansız oluyor tabi. Bazen tuvalete bile zor gidiyorum
başbaşayken. Akşamüzeri ve gece boyu çok ama çok gazı oluyor. Hayatının yarısını
ıkınarak geçiriyor zavallım. Umarım kısa sürede kurtuluruz bu dertten.
Ben tüm bu
tempoya rağmen beslenmeme dikkat ediyorum. Annem gündüzleri geldiği için aç
kalmıyorum. Sırayla da olsa yemeklerimizi yiyiyoruz. Hamileyken aldığım 22
kilonun 11 kilosu hala benimle. İlk doğumdan 1 ay sonra eski kıyafetlerimi
giyebiliyordum. Şimdi o açıdan biraz moralsizim. Hem aldığım fazla kilolar
yüzünden hem de yaşla alakalı olarak fazlalıklar çabuk gitmiyor. İkinci çocukta
rahat olunduğu söylenmişti. Benim için pek geçerli değil. Biberonu kaynatmak
yerine kaynamış suyla yıkıyorum. Rahatlığım bu kadar işte.
HB