Eskiden Bodrum denince aklıma hep aynı tablo gelirdi: beyaz evler arkasında masmavi bir deniz ve tarihi Bodrum kalesi. Koylarını falan bilmezdim. Sadece o kafamdaki tabloda gözüken yerde denize girilir, o civarda kalınır sanırdım. Bodrum o kadardı benim için. Gitmek de hiç nasip olmamıştı. Taa ki Bodrumlu Yüksel Bilen’in gelini olana kadar. Bu cenneti ilk gördüğümde nişanlıydık Bahadır’la ve hiç aklımızda yokken birden haftasonu için gitmeye karar vermiştik. Üstelik kıştı ve hava soğuktu buralarda. Orada ise yağmurlu ama ılık. Bodrum yarımadasının ne kadar büyük olduğunu o gün anladım.
Bodrum
܀çocuklarla ne yapılır diye düşünmeye gerek yok. Denize sıfır kocaman bir parkta oynamaları mümkün, daha ne isteyebilirler ki..
Gümbet
Gümbet’e bir sefer denize girmek için gittim. Onda da sahile gider gitmez vazgeçtim. Çünkü aşırı bir kalabalık var. En çok yabancı turisti Gümbet’te birarada gördüm. Sokaklar ise adım başı bar diyebilirim. Kendim test etmedim ama denizin diğer yerlere göre sıcak olduğunu biliyorum. Kalabalıkta bunalmayan ve eğlenceye düşkün insanlar için daha uygun burası. Tek avantajı Bodrum Merkeze çok çok yakın olması.
Ortakent
Ortakent'e tepeden bakış ve Çelebi adası |
Rengarenk şemsiyelerin sıra sıra dizildiği uzun bir sahile sahip Ortakent. Çelebi Adası’nın manzarasına bir de; ki benim favorimdir bu görüntü. Ortakent’in denizi tertemiz ama diğer tüm koylardan daha soğuk ve çabuk derinleşiyor. Deniz kenarında veya denize birkaç metre uzaklıkta çok sayıda otel bulmak mümkün.
Ramazdan'da Ortakent |
Ortakent sahili |
Kargı
Benim için kargı=deve plajı. Camel Beach yani Deve Plajı yarımadanın güneyinde bulunuyor. Plajı çok geniş ve ince kumu var. Ne sahilde ne de denizde taş, çakıl olmadığı için çocuklar için en uygun plaja sahip. Ayrıca deniz de çok sığ, uzun bir mesafe derinleşmiyor. Kova-kürekleri alıp çocuklarla gidilmeli mutlaka. Yetişkinler için de aktiviteler var, su sporları gibi. Çok fazla otel ve tesisten yoksun, daha çok yazlık evlerin olduğu bir yer.
Deve Plajı |
Bağla
Minik bir koyun adı Bağla. Sahilin yarısını büyük bir otelin özel plajı yaptıkları için yazlıkçılara ve dışarıdan gelenlere çok ufak bir yer kalmış.
Karaincir
Kargı’nın devamında Karaincir geliyor. Güney sahili olmasına rağmen suyu yine soğuk fakat çok berrak. Günübirlik gidenler için Bal Mahmut’un Yeri yemekleriyle güzel bir mekan. Ayrıca denize girmek için önünde kendine ait plajı da var.
Turgutreis
Bodrum’un yüzölçümü olarak en büyük beldesi. Gelişmişlik açısından da öyle. Marinası var, açık havada alışveriş yapma şansı veriyor. Gece hayatı açısından da Bodrum kadar olmasa bile önde denilebilir. Turgutreis, Bodrum yarımadasının batısında yer alıyor. Hem bu konumu hem de açık deniz oluşundan dolayı dalgalı bir denizi var, biraz da soğuk. Yunan adaları tam karşısında görünüyor.
Gümüşlük
Gümüşlük balık restoranlarıyla meşhur. Sit alanı olduğundan pek fazla otel, pansiyon, yazlık gibi yapılar görmek mümkün değil. Konserlerin düzenlendiği bir alanı var. Şu an sanat amaçlı kullanılan bir kilisesi ve deniz kenarına dizili restoranları bulunuyor. Gümüşlük’ten Tavşan Adası’na denizin içinden yürüyerek gidilen bir yol var. Birkaç senedir süren kazı çalışması olduğu için bu seneye adaya gidiş kapatılmıştı. Gümüşlük, Bodrum’un kendine has bir beldesi. Çarşısı da diğerlerinden özgün, farklı ürünlerin satıldığı bir yer.
arkada Tavşan Adası |
Gümüşlük'te bir balık restoranı |
Gümüşlük ve su kabakları |
Yalıkavak
Yalıkavak da rüzgar alan bir yer ve büyüklük olarak Turgutreis’ten sonra geliyor. Denizine girme fırsatım olmadı ama gece yürüyüş yapmak için çarşısına gitmiştik. Hareketli ve uzun bir çarşısı var. Yel değirmenleri görülebilir Yalıkavağa giderken tam tepede. Hediyelik olanlarından almak istenirse Bodrum-Yalıkavak yolu üzerinde satılan yerler var, çok çeşit içinden uygun fiyatlara alınabilir.
Yalıkavak çarşısından hediyelikler |
ve yel değirmenleri |
Gündoğan
Gündoğan Türkbükü’nün devamında ufak bir koy, yani kuzeye bakıyor. Bu nedenle de rüzgarlı olmasına rağmen deniz pek dalgalı olmuyor. Hatta rüzgar olmadığı günler deniz gölden farksız. Deniz ilk girişte biraz taşlı, ilerleyince ise sadece kum. Gezdiğim yerlerde göremediğim bir şey var Gündoğan’da..O da belediye plajının olması. Şemsiyeler ve güneşlenmeye pek elverişli olmasa da iş gören tahta şezlonglar var. Yanı sıra cafe ve restoranların önünde beach’ler var iskele şeklinde. Belediye plajına göre daha konforlu ve şezlong için para ödemeye gerek yok. Orada bir şeyler yiyip içmek yeterli. Gündoğan yeni yeni büyüyen bir yer. Durmadan yeni mekanlar ve oteller açılıyor. Baia Otel en büyük ama bir o kadar da pahalı otellerden. Cennet Park Otel de daha önceden var olup restorasyon sonucu çok daha lüks hale gelmiş otellerden. Bunlar gibi çok sayıda kalınacak yer var. Benimse en beğendiğim adını Gündoğan’ın eski isminden alan Costa Farilya. En sevdiğim renk mor kullanılmış otel dizaynında ve butik otel olduğu için de çok şirin. Otelde kalmak istemeyenler için pansiyonlar veya Bodrum’un her yerinde çokça bulunan apartlar diğer seçenekler olabilir.
Gündoğan koyuna bakış |
Gündoğan Belediye plajı |
Göltürkbükü
Hiç gitmedim ve bu yazıya da eklemeyi düşünmüyordum ama magazin dünyası yüzünden Bodrum denince akla Türkbükü geldiği için değinmeden edemedim. Milas’tan Bodrum’a doğru giderken Torba kavşağından içeriye girilirse Torba’dan sonra Göltürkbükü’ne ulaşıyorsun. Gölköy ve Türkbükü iki ayrı köy iken birleşip tek belde olmuşlar. Daha çok ünlü isimler gittiği için de magazincilerin akınına uğramış.
Bodrum yazısı bu kadarla bitmez. Daha Akyarlar’ı var, Kadıkalesi var, Yalıçiftliği var,Bitez’i var, Aspat’ı var. Çok yer var anlatılacak. Ben gezdiğim gördüğüm kadarıyla anlatmaya çalıştım. Herkesin bu cennet yerleri gidip görme fırsatı olur umarım.
2 yorum:
ağzına,diline,gönlüne,gözüne,oraları yakından tanımanı sağlayan eşine sağlık :)
semoş
Teşekkürler Semracim
Yorum Gönder