http-equiv='refresh'/>

16 Kasım 2012 Cuma

İz Bırakanlar Unutulmaz

Yara izlerini fotoğraf albümüne benzetirim. Her biri, o izin oluştuğu “an”ı gözlerimizin önüne getirir. Afacanlıklarımıza, sakarlıklarımıza dair anılardır yara izleri. Ben kız çocuğu olarak çok yaramaz ve hareketli değilmişim. O yüzden bebeklikle ilgili bu tür anılarım az. Sadece dudağımın alt kısmında ince bir çizgi vardır. Sanki dudak kalemi kullanmaya karar vermişsin de azıcık bir yeri yapıp bırakmışsın gibi. 2-3 yaşlarındayken ayağım takılmış ve sobanın üstüne oturtulduğu tenekeye dalmışım. Teneke dudağımı kesmiş sadece. Soba sıcak olabilir ve suratım da yanabilirdi. Allah korumuş. Zaten eskiden, her evde kışın soba yakılırken çocukları o bölgeden uzak tutmak zor oluyordur kesin. Muhtemelen eli bir kere ufacık değdirilip sıcak olduğu ve yaklaşırsa canının yanacağı anlatılıyordur. Ya da ufak tefek kazalarla çocuk kendi öğreniyordur.

Bir keresinde de, daha yürümeye yeni başladığımda sanırım, yatağın tepesindeyken kapıdan gelen birine koşarken yere serilmişim. Bilanço ağır, kollarımın ikisinde de çıkıklar var. Çıkıkçı teyze yerine getirmiş kollarımı ama ne ağlama ne ağlama..Annemin yalancısıyım. Görünür bir iz yok ama benim için büyük bir olay, anlatmadan olmazdı.Çocuklukla ilgili büyük kazalarım bu kadar. Diz yaralanmaları falan oldu tabi bir sürü ama baktığımda uslu çocukmuşum yahu.



Bir tane elimde minik bir iz var. Lisedeyken odamın dolabına ayna taktırmak istedim. Tam ayna karşısı süslenme dönemleri, şöyle boydan bakacağım illa kendime giyindikten sonra. O aynanın köşesiyle elimi sıyıracağımı nerden bilebilirdim ki? Hain ayna. Ama en fenası parmağımdaki 1 cm lik kesik izi. Üniversite son sınıfta sucuk keserken parmağı da aldım götürdüm. Tam da final zamanıydı. Ders çalışmam lazım ve doktora gidecek bile zamanım yok. Evde alkol,sargı bezi gibi şeylerle idare edip ertesi gün ezceneye uğradığımda eczacı dikiş gerektiğini ama 1 gün geçtiği için artık yapılamayacağını söylemişti. Neyse ki sol elimdeydi de yazı yazmamı engellemedi.

Bahadır’ın oğlan çocuğu olarak “iz anıları” daha farklı. Avucunda kocaman bir kesik izi var. Hikayesi de şöyle...Sokaktaki hayrattan her gün cam şişelere su doldurur etraftaki ağaçları, çiçekleri sularlarmış. Bildiğiniz mahalle çetelerinden değil yani kocamınki. Kendilerini hayır işlerine adamışlar. Bu uğurda ne tehlikeler atlatmışlar bakın. Cam şişeye su doldurmuş yürürken yere düşüyor ve cam kırılıp elini kesiyor. İyiliksever kocam benim. Bir defasında parkta, salıncakta ayağa kalmış vaziyette sallanırken yine yere düşüyor ve toprağı öpmüşken bir de kafasına arkadan salıncak vuruyor. Kafasındaki izlerden biri böyle oluşmuş.



Çocukken çok oluyor böyle vukuatlar. Çocuk dediğin korku bilmiyor çünkü, gözü kara. Benim şimdi bir kız çocuğum var ama bu işlerde erkeklerden farksız. Hep koltuk tepelerinde, kaydıraktan nasıl farklı kayarım arayışlarında, scooterla nasıl daha hızlı giderim derdinde. Onun da böyle izleri olacak muhakkak. Ufak tefek olsun, kızımın canını çok yakmasın, sadece büyüdüğünde gülerek anlatacağı anılar olsun onlar.

HB

2 yorum:

ZeyneP dedi ki...

Bütün çocuklar düşer, yaralanır. Allah kalıcı hasarlardan korusun onları...

SadeAnne dedi ki...

Amin! En önemlisi o. Yoksa tabi ki öyle öyle büyüyecekler.

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Recent News