Curtis LaForche’un, eşi ve işitme engelli kızı ile küçük bir kasabada sade bir hayatı vardır. Birden yaklaşan bir fırtınayla ilgili ardı ardına gördüğü rüyalar tüm hayatını değiştirir. Gördüğü rüyalar; evinde beslediği köpekten, en yakın arkadaşına kadar günlük yaşantısındaki herkesi değişime uğratır. Curtis bu rüyaların etkisiyle evinin bahçesinde bulunan sığınağı yenilemeye karar verir. Bir gün kullanmaları gerekeceğine inandığından sığınakta günlerini geçirebilecekleri her şeyi hazır eder. Sınırlı gelirinin tümünü bu sığınak için harcar hale gelir. Başlarda bu paranoyadan ve eşinin gördüğü rüyalardan habersiz olan Samantha yaşantılarının tümüyle değişmesinin doğal bir sonucu olarak kısa sürede durumdan haberdar olur.
Samantha’nın eşine olan müthiş desteği, işitme engelinden dolayı bakımı zor bir kızları olmasına rağmen onun için gösterdikleri çaba ve özveri, acımasız iş koşulları, Curtis’in annesinin seçtiği yola sapmamak için gösterdiği inanç ve insanlara “siz benim deli olduğumu düşünüyorsunuz ama fırtına geliyor” diye haykırdığı sahne. Hepsi çok etkileyiciydi. Aileyi koruma üzerine gelişen bir takıntının aynı ailenin hayatı üzerindeki etkileri bu psikolojik gerilim filmi ile çok güzel ortaya serilmiş. Sade bir hayat, sade kıyafetler. Öyle ki Samantha’nın üzerindeki kot şortu kaç sahnede gördüğümü sayamadım bile. Bu yalınlık ve durağanlık asla izleyiciyi sıkmıyor.
Nefis oyunculuklar, çok güzel bir senaryo ve etkileyici bir son. Bir filmi beğenmem için gereken şeylerin hepsi var. Michael Shannon (Curtis) ve Jessica Chastain (Samantha) harika bir oyunculuk göstermişler.
Sığınak, 2011 yapımı bir film olmasına rağmen ülkemiz sinemalarında mart 2012’de vizyona girdi. Hangi filme gitsem diye düşünüyorsanız önceliği bu filme verin derim.
HB
0 yorum:
Yorum Gönder