Tam 1 sene önce şu saatlerde yaşadığım hisleri ve şaşkınlığı unutmak imkansız benim için. 1 saatlik anneydim. Şimdi tam 1 senelik. Ama hala acemi, hala öğrenecek çok şeyi olan, her gün kızıyla bir şeyler öğrenen bir anne.
Edanın ilk yaş günüyle ilgili bir yazı yazmıştım. Bu sefer gecikmeli bir doğum hikayesi anlatma niyetindeyim. 1 yıl içinde unuttuklarımı hariç tutarak...
Haziran bu senekinden daha kavurucu olduğu için 35. haftam bitince daha fazla dayanamayıp doğum iznine ayrıldım. Evde serin serin oturmak, kitap okumak, bol bol uyumak, bir daha televizyonla pek ilişki kuramayacağımı biliyormuş gibi bolca televizyon seyretmek, karnımdaki minik mucizenin heyecanını yaşamaktan başka bir işim yoktu. Evimize yeni taşındığımız için misafirlerimiz oluyordu. Akşamları da onlarla vakit geçiriyorduk. Doğuma 10 gün kala eşimin kardeşi Gökhan geldi bize ziyarete. Doğumdan sonra yaşanacak kalabalık ve telaşeye kalmamak için erken gelip bizi görmek istemişti. Döneceği gün benim doktor kontrolüm vardı, 39.haftam bittiğinde..Annemle sıcağın alnında hastaneye gittik. Yine standart hale gelen NST ve ultrasonla kontrol..Ama bu sefer farklı olarak doktorum suyumun azaldığını, ertesi sabah hastaneye yatış yapmam gerektiğini söyledi. Öncesinde hiç doğum tarihi konuşulmadığı için ani oldu bizim için. Gökhan, amcasını görecek illa bu kız diyerek biletini erteletti. Kayınvalidemler hemen ertesi sabah yola çıkacak şekilde planlarını yaptı. Ben de evde son hazırlıklarımı yaptım ve hayrettir ki o kadar heyecanlı olmama rağmen güzel bir uyku çektim. Son deliksiz uykumu J
Ertesi sabah erkenden hastaneye gittik eşimle, saat 7 de oradaydık. Annem çoktan gelmiş bizi bekliyordu. Odama yerleştik hemen. Hala sancım olmadığı için ve ben öncelikle normal doğumu denemek istediğimden suni sancı verilmeye başlandı doktorum muayene ettikten sonra. Suni sancıların dozu git gide arttırılıyordu ama ne bir açılma, ne de doğumu başlatan bir şeyler vardı. Bu arada kayınvalidemler de geldi. Hepimiz beklemedeydik. Benim normal doğum olacak başka türlüsünü istemem gibi bir düşüncem olmadığından en başından beri normal olur inşallah ama sezeryana da karşı değilim. Hangisi iyi olacaksa o olsun diye düşündüm hep. Suni sancıların gidişatı sezaryene doğru götürüyordu süreci. Daha önemlisi doktorum da benimle aynı fikirdeydi. Sonuçta ben gerekli formaları doldurduktan ve anestezi uzmanının yaptığı bilgilendirmelerden sonra öğlen ameliyata alındım. Gayet neşeli bir ekip, doktorumun gayet espirili ve sevecen tavırları, hiç acı vermeyen katater takılma işlemi, benim ameliyat masasına yatırılmam,bacaklarımı hiç hissetmemem, önüme perde çekilmesi, eşimin ameliyathaneye alınması, onun fena olması, anestezi uzmanının ameliyatın her esnasında beni neler yapıldığıyla ilgili bilgilendirmesi, mıncıklanma hissi, bol bol mıncıklanma hissi derkeeeeen ilk defa duyduğum bir ses, ilk defa gördüğüm minicik ama çok minik, pembe bir bebek. Bu hikaye buraya yazılmasa, kimseye anlatılmasa, yıllar geçse bile unutulmayacak bir an işte o an. 9 ay boyunca o konuşuldu, onun için alışverişler yapıldı, o beklendi hep. Ama hiç tahmin edemediğim bir duyguyla geldi benim minik kızım. Bu kadar güzel olduğunu düşünememişim. Bu kadar güzel koktuğunu.. ağlamamak mümkün müydü? Hala gözlerim doluyor hatırladıkça..O an benim hayatımın başkalaştığı andır, hayatımın renklendiği andır, benim tamamlandığım andır. 13:41 14 temmuz 2010 Çarşamba.
Mutlu seneler, uzun bir ömür seni bekliyor olsun küçük mucizem. Seni her şeyden çok seviyorum.
HB
2 yorum:
Niceeeeeeeeeeee güzel yaşlar olsun Eda'cığa.. sağlıkla, huzurla.. sevgiler arkadaşım:)
Amiiiiin cok sagol Deli Annecim Allah hepimizin yavrularına nasip etsin...
Yorum Gönder