Eda haftaya bugün, 14 temmuzda 1 yaşını dolduruyor. Her yeni aya girerken yaptıklarını yazmaya çalıştım; özellikle son birkaç aydır. Bunu yaptığım iyi oldu çünkü yenileri geldikçe hepsi çok çabuk unutuluyor. 1 sene çok kısa bir süre gibi ama bir bebeğin büyüdüğünü görmek için de aslında bir o kadar uzun. Onun hayatı bizimki gibi sıradan, tekdüze değil henüz. Her gün yeni bir şeyler öğrenme, keşfetme peşinde. Onun o hallerini izlemek de biz annelerin en büyük keyfi. Onunla birlikte öğrenmek, araştırmak, paylaşmak, hep onu konuşmak..Hayat onun üzerine kurulu artık. Saatler ona göre ayarlı. Gidilen yere onun mama saatini, uykusunu düşünmeden gidemezsiniz artık. Kendinize ayırdığınız zaman pek olmaz ya hadi olursa da ona zaman ayırmak varken şimdi ben niye buradayım diye kendinizi yer durursunuz. Alışverişe çıkarsınız, elinizdeki poşetlerin çoğunda ona ait şeyler olur; kıyafet, mama, ıslak mendil..Yeni bir kelime söylediğinde, anne diyemeyip ‘adda’ diye size seslendiğinde, yürümeye çalışıp birkaç adım attığında dert tasa kalmaz, mutluluktan uçarsınız. Görmediğiniz her dakika aklınız onda özler durursunuz.
İşte son 1 yılımız böyle geçti bizim. Geçen sene bu zamanları düşünüyorum da..Ne kadar sessizdi evimiz, ne kadar boştu. Şimdi kızım ile canlandı, neşelendi.
Maşallah hiçbir zaman mızmız bir bebek olmadı benim pamuğum ama aynı şekilde uslu da sayılmazdı. Her zaman ilgi isteyen, odada yalnız bırakılmayı kabul etmeyen, kalabalıktan hoşlanan, hiç yerinde durmayan (özellikle son zamanlarda HİÇ) bir bebek Eda. İlk aylarda emmeyi istemediği için üzüyordu beni. 1 yaşına kadar emzirmeyi çok istiyordum oysa. O direndikçe ben de inat ettim ve sonunda da galip geldim sanırım. Sadece geceleri de olsa emme maratonumuz devam ediyor şimdilik.
Bu ara azı dişlerinin verdiği sıkıntıyla uğraşıyoruz. Üstten dört, alttan iki tane olmak üzere çıkan ilk altı dişimiz de epey zorlamıştı; fakat azılar diğerlerine ek olarak ateş ve iştahsızlık da yaptı. Şu sıralar bir huysuzluk hali hakim. İşin kötüsü yarın akşam İstanbul’a yolcuyuz, haftasonu düğün için karşıya geçmemiz gerekiyor. Yolculuğa bayılan kızım bu huysuzluk halleri içinde eminim durumdan çok hoşnut olacak. Bahsettiğim gibi Eda saatleri içinde de olmayacak düğünümüz, uyku saatinde dışarıda ve gürültülü yerde olduğu için uyumak istemeyecek. İlk tatil deneyimimizden sonra şimdi de ilk düğünü tecrübe edeceğiz Eda ile.
14 temmuzda aile arasında pasta keserek kutlayacağız doğum gününü. Haftaiçi başka bir gün de müzik grubundaki (!) arkadaşlarıyla..Anı kalması için doğumdan bu yana çektiğim fotoğraflardan oluşan bir slayt hazırladım. Bilgisayarımda her fotoğraf tarihe göre, Eda’nın kaç aylık olduğuna göre klase edildiği için slaytı hazırlarken de fotoğrafları sıralamak kolay oldu. Fon müziğimiz “can’t take my eyes of you”. Hem anı kalsın, yakınlara cd olarak vereyim, hem de arkadaşları doğum günü için geldiğinde açayım istedim. Başka bir aktivite düşünmüyorum ilk yaş günüyle alakalı. Zaten daha bir şeyden anlamıyor. Şimdiden mum üfleme hazırlıkları yapıyor olsa da...
Küçük kızım, hayatımın rengi hep ama hep mutlu olsun; hayat onun için hep sağlıklı günler, huzur, başarı versin; çevresinde hep sevdiği insanlar, bir sürü hayat dolu,hayırlı arkadaşlar olsun. Yaşayacağı uzun ve sağlıklı bir hayat için her zaman dua ediyorum. Eda benim kızım olduğu için, sıhhatli bir bebek olarak doğduğu için, onunla yaşadığımız her gün için çok şükrediyorum.
HB
0 yorum:
Yorum Gönder