Bursa’ya döndüğümde bu konunun bana dert olacağını biliyordum. Düz saça alışan Cinderella, vakti gelip Külkedisine dönüşünce eskiyi özler oldu tabi. Ama yeni düzene alışmak tek çareydi. Çünkü ne evimizin yakınında düzngün bir kuaför vardı ne de kuaföre gidecek kadar zaman.
Dalgalı saç da fena değil canım! Diğeri neydi öyle pırasa gibi. Böyle daha güzel, doğal. Yıpranmıyor da saçlar, daha ne olsun.
Yıl 2012: Eda’dan vakit bulan Hatice evinin yanında açılan kuaförde alır soluğu haftasonları. Ayda 1 kez, 2 gün düz saçlı görebilmektedir artık kendini. O da yeter n’apalım. Aslında dalgalı saçlarını da sever ama kocası düz saçlı halini daha çok beğenir. Sırf onun için canım bu bakım, bu telaş.
Dün, öğlen yemeğindeyiz. Ben ve 2 arkadaşım. Arkadaşlardan biri, diğerini göstererek bana şunu sordu: “Onun saçları düz, seninkiler neden dağınık?”
Dağınık? Düzün karşıtı dağınık mı yani? Düz saç daha derli toplu duruyor diye benim natureller natureli saçıma bu hakaret neden?
Tabi ki alınmadım ve çok da güldüm öyle söyleyince. Bunu soran bir bayan değil zaten. Hem çocuklu olup, hem günün 10 saatini işte geçirip, hem de 24 saate bir sürü iş sığdırmaya çalışan bir kadının saç bakımıymış, fönmüş, topuzmuş öyle şeylerle pek işi olmayacağını bilen biri olsa ciddiye alırdım belki ama erkekler için bunlar çok da anlam ifade etmeyeceğinden tersini yaptım. Makyaj yapmak bile bize lüks iken, dakikalar sürebilecek bir makyajı 2 dakika içine sığdıran biz anneler kırk yılın başı kuaföre gidebiliyorsak ne ala. Daha fazlasını beklemeyin bizden, olur mu :)
HB
2 yorum:
Annem, cebinde kalan son parası da olsa föne verir. By-pass olacağı zaman hastaneye yattığında, ciddi ciddi bana vasiyet etti: "Ölürsem beni yıkadıktan sonra mutlaka fön çektirin" diye. Öyle bir deli kendileri :)
Annen beni çok güldürüyor :) maşallah Allah sağlık versin. O yaşta bakımlı kalabilen kadınlara hastayım zaten. takdir edilesi ;)
Yorum Gönder