Eda’yı çok defa alışveriş merkezlerine götürdüm; ancak dün ilk defa alışveriş olgusunun kızımın damarlarına işlediğini farkettim. Sevgilim için üzüldüm yani bir nevi J
Gittiğimiz AVM’de her zamanki gibi bebek arabasında oturmaktan çok çabuk sıkıldığı için arabadan almak zorunda kaldık. Artık yürümeye başladığı için bu sefer kucağımıza almak yerine yere bıraktık. Eda resmen çıldırdı. Önüne bakmadan her yer boş ve ona aitmiş gibi yürümeye başladı. Haftasonu olduğu için insan selinin ortasında üstelik. Eda’ya çarpmamaya çalışan insanlar, boş bebek arabasını süren anne ve Eda’nın peşinden koşturan bir baba dünkü halimizin özeti sayılabilir. Eda evde anne ve babasının dibinden ayrılmazken orada bizi umursamadığı gibi kaybolurum derdine de düşmedi. Daha ne bilsin minicik çocuk? Koşar adım Zara Kids’e girip kıyafetleri “ciciş,ciciş” diyerek ellemeyi biliyor ama..Zara’nın vitrinine yapıştığı gibi renkli bir mağaza olmasından ötürü olmalı ki La Senza’dan da zor çıkardık. Oysa hiç Sarar’a veya farklı bir erkek mağazasına girmeye teşebbüs ettiğini görmedim.
Üzerine farklı şeyler girdiğimizde de hemen surat değişiyor. Aynalara koşmaya başladı bile. Bir çocuğa hediye götürürken “kıyafet yerine oyuncak mı alsam acaba, küçücük çocuk kıyafetten anlamaz, oyuncak ise mutlu eder” diye düşünürdüm. Demek ki kız çocuklarında durum düşündüğümden farklıymış.
İşte yürüyen Eda ile ilk Avm tecrübemiz böyleydi. Eskiden arabasında durmak istemez, kucağımıza almak zorunda kalır ve doğru dürüst gezemeden dönerdik. Artık daha da zor olacak. Sadece küçük hanımı gezdirmeye gideceğiz.
HB
2 yorum:
kolaylık dilerim .
bu bir başlangıç henüz:))daha sonra başka çocukların peşinde ve dahası yürüyen merdiven belası bela diyorum çünkü aşağı yukarı hiç bıkmıyorlar:))
desene o da potansiyel alışverişkolik :) anne-kız alışveriş günlerinize biz de dahil olmak isteriz. Dafne de şimdiden askılara saldırıyor :)
Yorum Gönder