‘Yeniden anne olsam farklı davranırdım’ dediğim konulardan biri beslenme.
Ne yaptım?
5 aydan itibaren ek gıdaya geçiş yaptık. O zamana kadar anne sütü dışında hiçbir şey vermedim Eda’ya. İyi ki de öyle yaptım. Kızım çok iştahsız, bazı öğünleri 1 saat sürüyor. Hep oyunla, oyalamacayla yemek yediriyorum ama çok şükür yemek seçme problemimiz yok. Çünkü ilk aylarda anne sütü dışında bir şey tanımamasına rağmen sonrasında patlıcan gibi yasak şeyler hariç mevsimi olan her türlü sebzeyi yemeklerine ekledik. Bebek robotunda buharda pişirdik sebze yemeklerini; fakat ne yazık ki aynı robotun parçalayıcısını kullandık. Yemeklerine tuz ilave etmedik; ki ben hala çoğu yemeğine tuz eklemiyorum. Sadece bizim yemeklerimizden veriyorsam tuz tadı alıyor. Kendi yemeğimize de az tuz kullanıyorum bu arada.
Ne yapmalıydım?
Kesinlikle blender kullanmayıp her yemeğini çatalla ezmeliydim. Boğazına kaçar diye korkmadan ufakken bile eline ekmek vs verip çiğnemeyi daha erken öğrenmesini sağlamalıydım. Çocuğun ağzına püre verildi çoğu zaman, ona alıştı ve bu yüzden biraz pütürlü şeyler geldiğinde yutmakta zorlanır hale geldi. Şimdiki aklım olsa ek gıdaya geçişle birlikte sebzeleri buharda pişirsem dahi çatalla ezerdim. Eda büyüdükçe pütürlerini arttırırdım.
Çiğneme alışkanlığı çocukla olduğundan daha çok anneyle ve alıştırmayla alakalı bir durum bence. Benim de ufakken boğazımdan hiçbir şey geçmezmiş. Pilavı bile yutamazmışım, hala da büyük hapları ikiye bölerek yutarım..
Eda’nın da çiğneyip yutma kavramı pek oturmadığı için hala sorun yaşıyoruz. Kahvaltısını mesela bulamaç olarak yediriyorduk hala. Artık çocuk bu karışımdan da bıktı tabii. Geçen hafta annemle aldığımız bir karar sonucu bulamaç olarak vermeyelim. Ayrı ayrı yesin peynirini, yumurtasını, ekmeğini; yemezse de zorlamayalım. Ne kadar yerse, en azından sütünü içiyor dedik. Yumurtanın beyazını epeyce yiyiyor, peynirde de pek sorun yok ama ekmeği o kadar minik minik veriyoruz ki toplasak bizim ölçülerimizle iki lokma ekmek anca yemiş oluyor. Öyle öyle alışır diye umuyorum.
Yemek konusunda bazı annelerin rahatlığını kıskanıyorum doğrusu. Çocuk sabahtan beri bir şey yememiş mesela ve akşam yemeğini yemek istemiyor. Ben olsam kesin sinirlenir söylenmeye, Eda’ya “kızım neden böyle yapıyorsun,açsın işte yesene yemeğini” diye bağırmaya başlarım. Kadın gayet rahat biriki sefer denedikten sonra yemiyor deyip vazgeçebiliyor. Ben de böyle olabilsem keşke. Eda’nın birkaç gündür antibiyotikten mi bilmiyorum iştahsızlığı iyice artmış durumda. Bazı öğünlerde asla yediremiyoruz. Kafasını çeviriyor, ağzını kilitliyor. Yedirmek imkansız oluyor. Benim moral de yerlerde.. Sanki bir öğün yemediği için dünya duracak..Bu konuda daha kaygısız olmayı çok isterdim. Bir de iştahlı çocuklara çok özeniyorum. Mama diye tutturan, sorunsuzca ağzını açıp yemek yiyen çocuklara hem aferin hem maşallah.
Eda’yı tatlı sevmeyen ekşici bir çocuk olarak biliriz aile içinde. Çikolata verildiğinde yemeyen ama turşu gördüğünde anında isteyen bir çocuktur çünkü. Ekşili çorbaları da diğerlerine nispeten daha güzel yer. Ben de buna dayanarak ve eski abur cuburculardan biri olarak dün akşam canım çektiği için çikolata ve marsmellovlu bisküvilerden çıkarttım. Eda nasıl olsa sevmez ve yemek istemezdi. Bu çocukların bir anı diğerini tutar mı, neye güveniyorsun sen! Zor durdurdum küçük cadıyı ve elinden ağlayarak aldım paketi. Eda’nın yanında böyle şeyler yememek gerektiğini de bir kez daha görmüş oldum.
Zararlı şeyler yeme isteği daha çocukluktan başlıyor ve üstelik pütürlüymüş, yutması zormuş, bunlar hikaye oluyor bu tür yiyecekler için. 18 ay boyunca en azından bu konuda kararlı davrandım ve bunlardan uzak tutmaya çalıştım. Umarım devamı da böyle olur. Büyük lokmalara eninde sonunda alışacak ama abur cubura alıştıktan sonra vazgeçmesi zor.
HB
0 yorum:
Yorum Gönder