http-equiv='refresh'/>

14 Kasım 2011 Pazartesi

Anne-Çocuk ilişkisi

Ayşe Arman’ın 6 kasımda psikiyatr doktor Ümit Yazman ile yaptığı ropörtaj genel olarak çok hoşuma gitti. Özellikle anne-çocuk ilişkisinden bahsettiği bu paragraf..


Gerçekten de anne-çocuk ilişkisi başkadır. Erkek veya kız farketmez tüm çocuklar annelerine aşıktır bence. Belki kızlar babalarına biraz daha fazla, erkekler ise görece annelerine daha çok aşıktır. Ne olursa olsun anne farklıdır. Çocuğun en önemli yıllarında rol model olarak karşısındadır anne. Annenin söylediği kanun gibidir bazen, sorgulanmadan yapılır. Ufak yaşlarda, dış dünya ile çok tanışmamışken özellikle. Sonra bir dönem karşı çıkılır, ‘her dediği doğru olacak değil ya’ denerek. Daha çok kendi kararlarımızı dayatma çabalarının başlangıcına denk gelir bu dönem. Yine de eninde sonunda ‘annemin varmış bir bildiği’ cümleleri dolanır durur kafamızda. Bu örnekler çoğaldıkça ilerleyen yaşla beraber yine anneciğimizin sözüne daha çok kulak verir hale geliriz.

Daha önce katıldığım bir kişisel gelişim eğitiminde anlatılan iki kavram vardı: potansiyel ve performans. Performansımız potansiyelimizin ne kadarını yansıtıyor sorusu kaldı özellikle aklımda bu eğitimden. Doğduğumuzda potansiyelimiz 360 derece ise ilerleyen yıllarda bunu 20 dereceye kadar düşürüyormuşuz. Çevre, alışkanlıklar, ego, ve tabi aile bu çemberin çapını etkileyenler.

-Anne çocuğunu en iyi tanıyan kişidir ya da öyle olmalıdır. Yeteneklerini keşfedip çocuğunu mutlaka bu doğrultuda yönlendirmelidir. Çok önemli başarılara imza atmış sporcuları veya müzisyenleri bu işi yapmaları için teşvik eden çoğunlukla aileleridir.
-Anne çocuğa girişkenlik, özgüven, sabır, dürüstlük gibi önemli karakteristikleri aşılaması gereken kişilerin başında gelir. Örneğin “sen sus,sen karışma,sen nereden bileceksin ki” gibi cümleler söylemek yerine onun da fikrini almak, ona da söz hakkı tanımak, düşüncelerini özgürce ifade etmesini sağlamak daha doğrudur. Çocuklarımızın düşüncelerini bastırırsak kendini ifade etmekten çekinen içe kapanık bir toplum yetişmesine yardımcı olmuş oluruz.
Bunlar baba için de geçerli elbet ama günün büyük bir bölümü, özellikle çalışmayan anneler için, babadan çok anne ile geçiyor. Annenin rolü çok daha büyük.

Daha çok kız çocuklarına karşı olmakla birlikte sırdaşlık misyonu var bir de annenin. Çocuk babaya söylenmeyeceği garantisiyle annesine anlatır rahatça çoğu şeyi. Varsa suçuna ortak ederek biraz rahatlamış olur. Ortada böyle bir şey yoksa da danışabileceği en yakın insandır anne. Onu karşılıksız ve her daim seven annenin ona söyleyecekleri önemlidir çocuğun gözünde. Çünkü anne çocuğu için en güzeli olsun ister ve bunun için de elinden geleni fazlasıyla yapar.  Annenin diğer bir görevi de çocuk ile baba arasında vekil olmaktır. “Anne babama sen söylesene” hepimize çok tanıdık gelen bir cümledir. Üstelik annelerin ikna gücü de yüksektir. Babadan bir şey isteneceği zaman anneyi bu işte aracı etmek tercih edilesi bir yoldur. Tabii önce anneyi ikna etmek koşulu ile.

Benim hafızam iyi değildir. Liseye başlayana kadar da annem uzun saatler çalışmak zorunda olduğu için anneannemle geçirdiğim zamanları daha net hatırlıyorum. Yine de anneme fazla düşkündüm. İşten geliş saatinde cama yapışarak onu orada beklerdim. Aramız hep iyi oldu. Hiçbir şeyi saklamazdım ondan. Hayatımda bir kere okulu astığımda bunu gizlemiştim. Kızacağından emindim çünkü. O da aynı günün akşamı ortaya çıktı, bir şekilde gitmediğimi öğrendi. Üniversite için şehir dışına çıktığımda da bu sıkı fıkı ilişki devam etti. Her gün olmasa da iki günde bir mutlaka telefonda konuşurduk.

Asıl bizler anne olduktan sonra değerleri daha da katlanıyor annelerimizin. Söyledikleri çoğu şey o zaman anlam kazanıyor. ‘Anne olmayan bilemez’ lafı da..Meğer onun hayatı benmişim diye dank ediyor insanın başına bir anda. Anneler bir şeye karar verirken artık anne olmadan önceki süreçten farklı bir düşünce tarzıyla hareket ediyor: Kendinden önce çocuğunu düşünerek..Anne grip olacağım diye korkmuyor; çocuğuma bulaştırırsam diye hastalanmaktan  korkuyor. Garip bir düşünce değil mi? Anne olmayan anlayamaz bu düşünceyi, hayatın çocuk ekseninde döndüğünü.

Annem benim başucumdaki en önemli insanlardan. Umarım ben de kızım için bu hissi yaşatabilirim.

Not:Babalar bıraksın başka işleri, biz anneleri mutlu etsinler yeter J

HB

2 yorum:

brcblr dedi ki...

uzun zamandır yazılarını okumaya fırsat bulamıyordum. çok begendim :)

SadeAnne dedi ki...

Sagol fıstığım ben de seninkileri bekliyorum ne zamandır ;)

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Recent News