http-equiv='refresh'/>

11 Nisan 2012 Çarşamba

Teknolojik insanlar

Teknolojik dünyaya doğdu bizim çocuklarımız. Biz de o dünyanın içindeyiz ama her şey bir anda değişti. Bilgisayarla lisede tanıştım. O da ismi bilgisayar, bugün hiçbir yerde görmeyeceğimiz bir makine. 3 gb hafızası vardı, ne kadar komik geliyor şimdi. Flash diskler bile ondan daha çok data sığdırıyor artık içine. Oysa o bile lükstü o yıllarda. Kaç sene taksitleri ödenişti,hatırlıyorum. Artık doğdukları anda bilgisayarla tanışıyor çocuklar. Kendi fotoğraflarını bile ilk orada görüyorlar. Fotoğraflar da çoğunlukla basılmıyor çünkü, bilgisayar ekranından izleniyor. Albüm göstermiyoruz artık arkadaşlarımıza. Merak edenler facebook albümümüze bakıyorlar.
Bilgisayar her evde yerini alırken çok büyük değişime de uğradı. Üstelik çok uzun yıllar içinde de değil. Sadece 10-15 sene önce bahsettiğim türden bilgisayarlar evlerde lüks bir eşya iken hızla yaygınlaştı. Derken LCD ekran bilgisayarlarla yer değiştirdi. Şimdi ise PC denen masaüstü bilgisayarlar bizi terkedip yerine laptopları bırakıyor. Hatta çoğu evde bunu çoktan başardı.

Bilgisayarlar şekil değiştirirken yanında türevlerini de getirmeyi ihmal etmedi. Cep telefonlarıyla güçlerini birleştirdiler adeta. Eskiden Nokia 3310, Ericsson gibi markalarla tanıştığımız mobil telefonlar kısacık süre içinde nasıl bir değişime uğradı düşünsenize. Sadece arama yaptığımız, bazen de mesajlaştığımız telefonların şimdi neredeyse en az arama özelliğini kullanıyoruz. Zaten artık aramadan da haberdarız herkesin hayatından. Ne düşündüğünden, o an nerede olduğuna kadar...Merak ediyorsak alıyoruz takip listemize. Her bilgiye anında ulaşma şansımız var. Aklımıza takılan, o an için gerekli olan bir bilgi için kitap karıştırmamıza gerek yok. Ansiklopedilerimizin eksik harfi olması bir sorun değil artık. Hatta ansiklopediye bile gerek yok. Dedim ya sayfa sayfa bilgi aramakla uğraşmak anlamsız bu dönemde. “Google etmek” en kolayı. Hem bulamama ihtimali de yok. İnternete erişim eskisi gibi sorun değil. Artık internete bağlanırken bizlerin çokça duyduğu ses tarih oldu. Kablolar da öyle. Abonelik pahalı da değil, internete girdiğin kadar falan ödemiyorsun. Sınırsız bağlanabilirsin. Şanslı çocuklarımız bizim! Bizim çektiklerimizi çekmeyecekler.

Cep telefonu, bilgisayar, kablosuz fare; tüm elektikli aletlerin elektromanyetik alan yarattığını ve zararlarını bu konuda gelen maillerden, okuduğumuz haberlerden biliyoruz. Kanser denen illet hastalığın bu kadar yaygınlaşması tesadüf değil. Stres, beslenme bir sebebiyse, diğer sebeplerinden biri de bu. Karşı koymak çok zor. Hamile olduğumu öğrendiğimde cep telefonumu çoğunlukla kapalı tutuyordum. Anne karnındaki bebeği radyasyondan koruyan bir korse bulmuştum, onu almayı düşündüm. Sonra vazgeçtim. Nereye kadar koruyabilirdim ki? Cep telefonumu nereye kadar kullanmayabilirdim? Ofiste herkesinki açıkken, tüm gün bilgisayar başında oturuyorken, evde yatana kadar televizyon seyrediyorken, tüm komşularımın wireless internet bağlantısı açıkken...Mümkün değil. Fiziksel zararlarına karşı kendim yapabildiğim kadar dikkat edebiliyorum. Örneğin gece cep telefonumu uyuduğumuz odaya koymuyorum, ya da koymam gerekiyorsa kapatıyorum. Arama esnasında telefonu kulağıma tutmuyorum. Gece 3G’yi kapatıyorum. Bunun ötesinde bir önlem alamıyorum. Çünkü hayatımıza bu kadar sıkıca yapışmış bir şeyden vazgeçmek mümkün değil. Teknoloji böyle bir şey.



Fiziksel zararları kadar psikolojik etkileri de önemli aslında. Çocuklarda internet kullanımının çok sınırlı olması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde bilgisayar oyununa bağımlı hale geliyorlar ve vazgeçmeleri çok da kolay olmuyor. Bu sefer arkadaşlarıyla buluşup sosyalleşmek, muhabbet etmek yerine tüm boş zamanını bilgisayarda geçiren çocuklar ve zamanla gençler oluyor. Bu konu sosyolojiye kadar gider. Benim bildiklerim gördüklerim, yaşadıklarımla sınırlı. 10 sene içinde geldiğimiz yeri düşününce 10 sene sonrası beni biraz tedirgin ediyor sadece.

HB

8 yorum:

Unknown dedi ki...

Radyasyondan kaçmak mümkün değil günümüz şartlarında. Hele de biz en zararlıları televizyon, telefon, bilgisayar sanırken, fön makinesinin bunlardan kat kat zararlı olduğunu bilmek insanı köşeye sıkıştırıyor :)

AdanınAnnesi dedi ki...

Teknoloji harika bir şey.. Yazdıklarına kesinlikle katılıyorum. Okurken yazını dönem ödevlerim için gittiğim kütüphaneleri hatırladım.. Güzeldi.. Düşünüyorum çocuklarımı evet çok şanslılar !
Mutlaka bu kadar teknolojinin,yeniliğin getirisi olduğu kadar götürüsüde var. Fakat dediğin gibi yapacak çok birşey de yok. Gece telefonu, wireless i kapatmak bir nebze de olsa rahatlatıyor benimde içimi.. Çocuklarımızı bu tür teknolojiden ne kadar uzak tutacağız yaşayıp göreceğiz diyorum ben :)

Unknown dedi ki...

Tebrikler! Kitap çekilişinin kazananı siz oldunuz.
Ad Soyad, Adres ve Telefon bilgilerinizi gönderirseniz kitabınızı hemen göndermek istiyorum.
Sevgiler,
Ben Ölmeden

SadeAnne dedi ki...

Güven T.; çoooook teşekkür ederim. Sabah okuyabildim anca postu ve yorumu. Bu tür şeylerde şanslı değilimdir ama yavaş yavaş kırmaya başladım sanırım bunu :) Güzel bir güne başlamamı sağladı. Tekrar çok çok sağolun. Video da çok eğlenceli olmuş; yorumu önden görmeseydim çok da heyecanlı olurdu :) Güzel düşünmüşsünüz. Ben bilgileri gönderiyorum hemen size. Kitabı da ilk fırsatta okuyacağım. Emeğinize sağlık :)

SadeAnne dedi ki...

Bu arada yazının altına yorum bırakmadım, işin heyecanı kaçmasın :)

SadeAnne dedi ki...

brcblr; canım çok haklısın hangi birini saymalı bilmiyorum ki. elektrikle çalışan her şey öyle, elimizden geldiği kadar korumaya çalışıyoruz ama öyle bir noktadayız ki artık elimizden de pek bir şey gelmiyor.

SadeAnne dedi ki...

Adanın Annesi; evet kütüphanelere giderdik bir araştırma için. Üniversitedeyken bile durum böyleydi. Şimdilerde nasıl bilmiyorum ama internetten ulaşılamayacak şey kalmadı gibi.

Unknown dedi ki...

Bilgiler hala gelmedi, sabırsızlanıyorum göndermek için.. :)))

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Recent News