http-equiv='refresh'/>

2 Ağustos 2011 Salı

Haftasonu gezmesi-3 ** Akçay

Bursa’da yaşamanın en büyük artısı her yere yakın oluşu. Şehirde yapacak pek bir şey yok ama haftasonları canım sıkılmasın diye gidilebilecek, yakın mesafede güzel yerler de çok. Biz de bu sene leyleği hava da mı gördük ne, sürekli kendimi valiz hazırlar halde buluyorum. Eda ile olduğundan biraz yorucu geçiyor ama her seferinde iyi ki gitmişiz diyoruz. Eda her birinden daha da farklılaşmış olarak dönüyor. Sosyalleşmek, yeni yerler görmek iyi geliyor. Düzeni kalmıyor; Cumartesi günü tüm gün uyumadı mesela. O kadar yorgunluktan sonra gece de sık sık uyandı. Tüm bunlara rağmen iyi ki gitmişiz diyoruz. Ufakken gezmeye alışmasını istiyoruz çünkü. Haftaiçi rutininden kurtulmak, farklı yerler görmek, uzun süredir görüşmediğimiz sevdiklerimizle görüşmek diğer bir sebep de.

Temmuzun son günlerini de sıcak,nemli,en fazla serin avm’lere gidilebilen bir şehirde geçirmek yerine epeydir gitmeyi istediğimiz; araya doğum ve soğuk kış günleri girdiği için fırsat bulamadığımız bir yere, İffet teyzelerin yazlığına gitmeye karar verdik. İffet teyze,yani Buket ablamın annesi Edremit’te yaşıyor, yazları da Akçay- Güre’deki yazlığında..Eşi Necdet amcanın kardeşleri de aynı sitede oturuyor. 25 sene önce bu siteyi yaptırdıklarında civarda hiç ev yokmuş. Her tarafı zeytinliklerle kaplıymış ve denizle aralarındaki birkaç metrelik mesafe-şimdi bir iki sıra evlerin olduğu-ağaçlarla doluymuş. Şu anda ise etrafında bir sürü site var. Zeytinliklerden eser kalmamış, yerinde çoğunlukla emeklilere ait olan yazlık evler duruyor. Bodrum - Çeşme gibi hareketli değil elbette burası. Her taraftan turist de çıkmıyor. Daha çok sakinlik, huzur arayanlar için.
Akçay’ın denizi soğuk olmasıyla meşhurdurya, gittiğimizde şansa sıcacıktı. Eda’ya yaradı bu durum da..Gelen tuzlu suları yalamaktan dil dışarıda, simitiyle denizde oynadı durdu. Ev yakın olduğu için sahilde kurumayı beklemeden eve gidip duşunu da aldırdık. Uyumamak için inat ettiğinden gözleri kızarsa da keyfi iyiydi. Bizimki de öyle..İffet teyzenin donattığı masada yerini bulan kabak çiçeği dolması, börülce, patlıcan salatası ve diğer tabaklar benim gibi meze delisi birini mest etti.



Buket ablamların da orada olmasından dolayı kalabalıktık. Kağan,eşimin yeğeni, artık kocaman delikanlı oldu. 3 yaşı bitiyor eylülde. Annesinin çocukluğunu geçirdiği bahçede şimdi o koşturuyor seneler sonra..
Akşam yemeğinde Akçay merkeze gittik. Kumların üzerine konmuş masalardan birinde yedik yemeğimizi. Yine mezeler şahaneydi, ardından gelen şişte dil balığı,sardalya ve levrek de..Finali yapan fırında helva ile artık midemde hiç yer kalmadığından emin olsam, hatta hepsinin anında kiloya dönüştüğünü görsem de yemeden duramadım masaya teşrif edenleri. Ara sıra yapılan kaçamaklardan olsun bu da.








Pazar, kahvaltıdan sonra yine biraz denizin tuzlu suyuyla cildimizi tazeleyip öğleden sonra İffet teyzenin doğduğu ve evlenene kadar yaşadığı Altınoluk köyüne gittik. Köy sahilden biraz uzak, tepede kalıyor ve manzarası çok güzel. O nedenle de arazisi çok değerlenmiş zaten zamanla. Manzara, Kaz Dağları’nın mis gibi temiz havası, eşin,çocuğun,sevdiğin insanlar..Nasıl yemez içmezsin ki? Çeşit çeşit gözlemeler arasında üstelik.. Karadut  suyunu da ilk kez duydum ve denedim, tadı harikaydı.



Akçay Bursa’dan sadece 3,5 saat uzaklıkta. Dibimizdeki Marmara denizine giremiyoruz diye üzülüyorum ama Ege’nin illa aşağılarına inmeye gerek yok. Akçay,Altınoluk,Asos,Ören,Ayvalık hepsi de çok güzel yerler. Oksijen bakımından da çok zengin. Bundan sonraki ilk fırsatta Asos ve Cunda’da gözümüz. Öyle uzun tatil için şart değil. İki gün yeter bize. Tatil günlükleri devam etsin..Haftaya inşallah Gündoğan ve 1 ay Bursa’ya elveda..

HB

0 yorum:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Recent News