http-equiv='refresh'/>

1 Ekim 2015 Perşembe

Döndüm ben

Döndüm. Hem bloga hem de işe. Evde işe göre daha zamansızım tabi, o nedenle hiç yazı için vakit ayıramadım. Özetle hamilelikten sonraki 6 ayımı yazayım.
İlk 2 ay kolik sancılarıyla geçti. Uyku düzeni fena değildi ama gece 3-4 ten sonra sancılar başladığı için o saatten sonra çoğu zaman uyanıktım. Haziranda okulların kapanmasıyla birlikte 1 gün bile beklemeden annemlerin yanına Bodrum’a gittik. İyi ki de öyle yapmışız, evde 2 çocukla zaman nasıl geçerdi bilmiyorum. Biri ufak, temel ihtiyaçlarını karşılayıp büyüğüyle ilgileneyim de diyemiyorsun çünkü bacaktan minik boyuyla o da tam bir ilgi canavarı. Hele Bodrum’da kalabalığa öyle bir alıştı ki ne uyurken ne de uyanıkken hiç yalnız kalmak istemiyor. Öyle olunca bakan kişi kitleniyor. Yemek yiyecek zaman bulamıyorsun. Yeni yeni oturmaya başladı da onu da yanına alıp eline bir ekmek tutuşturup işini görebiliyorsun anca.

Uykuları daha Bodrum’da iken bozulmaya başlamıştı. Gece 3’e kadar sadece emmek için uyandığı günleri arar olmuştum. Kolik bitse bile gaz problemi bitmedi. Bağırsakları çok hassas. Şu sıra da ek gıda geçişinden dolayı öyle. Tatilin son haftası yüksek ateş kaldırdı ve doktora götürdüğümüzde muayenede hiçbir teşhis konulamadı. İdrar ve gaita testleri de yapılmasına rağmen bulunamadı ateşin sebebi. Derken 4.gün vücutta çıkan döküntülerden sonra tekrar doktora gittik ve el ağız ayak hastalığı olduğunu öğrendik. İsmini ilk kez duyduğum bir virüs kızımı bulmuştu. Nasıl, hiçbir fikrim yok.
Bodrum dönüşü birkaç günün ardından bu sefer de kendi anneme taşındım. Ohhh sen de iyisin demeyin, gerçekten 2 çocukla evde kalsaydım muhtemelen açlıktan sütüm filan biterdi. Haftasonu ev, haftaiçi annem derken iznim bitti ve 28 eylülde, yani bu haftabaşı işe başladım. Çok zor oldu. Her dakika birlikteydik 6 ay boyunca, tabi öncesindeki 9 ayı da saymak lazım. Anneme bıraktığım için aklım rahat ama kalbim özlem dolu şekilde çalışıyorum şimdi. Aden de dedim ya kalabalığa alıştı, beni ve ablasını arıyormuş. Hele ki abla okuldan dönünce yüzünü görmelisiniz, ağzı kulaklarında. Maşallah onlara, hep iyi anlaşırlar umarım.



Eda’nın kıskançlığını soranlar oluyor. Eda kıskanıyor, epeyce hem de. Ama çok şükür kardeşine zarar vermeyi düşünecek boyutta değil. Sadece biraz haşin ve sert seviyor, sıkıştırıyor biraz. Ve de bazen bebekleşiyor kendi. Mesela geçen gün mama sandalyesinde yemeğini yedi, sonra yürüteçe bindi.. Bu seviyede olması normal sanırım. Daha ilk günlerde Aden’i emzirirken şakayla karışık o da istedi ve ben gerçekten mi dediğimde evet yanıtını aldım. Tadının kötü olduğunu, inek sütünün çok daha güzel olduğunu ama kardeşine alerji yapacağı için veremediğimizi anlattım. Buna rağmen isteyince de sağıp çok az tattırdım. Sonuçta merakı giderildi ve tekrar istemedi.

Aden’de beni en çok zorlayan konu yine uyku. Heralde 3.çocuğu yapsam hiç uyumayan bir şey ortaya çıkacak. Gece yarım saatte bir uyanıp ancak ve ancak meme ile uyuduğu zamanlar oluyor. Emzik emmesine rağmen istemiyor. O uyku sersemi haliyle nasıl da emziği istemeyip anne kokusu eşliğinde meme istiyor fikrim yok. Gündüz uyuturken de bazen emzik verdiğim anda ağlamaya başlıyor uyutulacağını anladığı için. Hani rutin oluşturun, emzik/uyku arkadaşı verince uyuyacağını anlasın diyorlar ya, çocuk zaten anlıyor uyuyacağını ama uyumak istemiyor sıkıntı orda.

Bizim evde durumlar böyle. İki çocukla sıfır sosyal hayat. Bir süre değişmez bu durum. Önümüz de kış zaten. En büyük dileğim kışı sağlıklı bir şekilde geçirmek. Aden daha yürüyecek (emeklemeyeceğinden eminim çünkü asla ve asla yüzüstü yatmıyor), konuşacak inşallah.. Güzel heyecanlar var ve iyi ki ikinci çocuğu yapmışım diyorum. Adenim olmadan n’aparmışım. Allah isteyen herkese bu duyguları yaşatsın ve kimseye evlat acısı göstermesin.

Son olarak bir haber, ağırlıklı olarak kızlardan kalan temiz/yeni bazen de sıfır eşyaları sattığım bir instagram hesabı var. https://instagram.com/sade_esyalar Çevremde ihtiyacı olanlara zaten giysi türü şeyleri dağıtıyorum ama bazen ihtiyaç sahibini bulmak zor oluyor. Örneğin Aden ve Eda’nın hiç sevip kullanmadığı dönenceyi sattım buradan. İhtiyaç sahipleri ile fazlalıkları buluşturmuş oluyorum. Başka evlerde hayat bulmaları güzel. Garagesale akımı başladı zaten resmen instagramda. Yepyeni küçülenler tamam da lekeli, solmuş giysileri satışa sunmak ya da mayo gibi şeyleri ikinci el satmak bana çok çok tuhaf geliyor. Hele bir de kullanılmış ojelerini satan da gördüm ya artık daha üstüne laf söylenmez herhalde.

Beni merak edenler olduysa durumlar böyle işte. Artık bir süre gezi,kitap,film yazıları askıda, bebek yazıları gündemde olacak. Hayatımız bu :)

HB



3 yorum:

Unknown dedi ki...

hoş döndün, iyi ki döndüm canım :)
yeni doneminde kolaylıklar dilerim

SadeAnne dedi ki...

Çok teşekkürler canım. Haftasonu pert olup haftaiçi az da olsa dinlendiğimiz dönemler başladı :))

Unknown dedi ki...

bazı pazartesileri iple çekiyorum işte biraz oturup sıcak bir çay içebilmek için :D

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Recent News