http-equiv='refresh'/>

8 Eylül 2014 Pazartesi

Yeni Bir Dil

3-4 ve hatta 5 yaşında şakır şakır konuşulan bir dilin bu yaştan sonra tamamen unutulması garip geliyor bana. Yani insan bir cümle olsun hatırlar! Ama yok olmuyor, çok zorluyorum hafızamı bırakın cümleyi tek bir kelime aklıma gelmiyor. 5 yaşında Türkiye’ye gelip 1 sene sonra okula başlayınca artık benim için önemli tek şey vardı: Türkçe. Anadilimi biliyordum tabi ki ama burada yaşayanlar gibi değil. Farklı konuşuyordum. Türkçemin oturması için de annemler diğer dili yani Bulgarcayı unutturmamak için çalışmak yerine tam tersi hiç Bulgarca konuşmadılar. Zaten de o zaman herkes göç edilen bu yeni ülkeye alışma derdinde, para kazanma, başını sokacak bir ev yapma derdinde. Kimin aklına “aman çocuğum sakın bu dili unutmasın” geliyor…

Okula başlamadan önce Susam Sokağı ile okumayı öğrendim. Türkçem de iyileşti bu süre boyunca. Okula başladıktan sonra artık Bulgarca ile alakam bile kalmamıştı. Hatta annemler arkadaşları ile biraraya geldiğinde çocukların anlamaması gereken bir şey konuştuklarında kısa süreliğine Bulgarca konuşurlardı ve ben bön bön bakardım sadece. Yabancı dil böyle hain bir şey, çok kısa sürede unutuluyor. Neyse ki gayet gereksiz bir dildi bizimkisi. Hani şöyle Fransızca, Almanca , hatta Rusça filan olsa şimdi ne hayıflanırdım unuttuğuma.

Ben unuttum ve hiç izi kalmadı ama tabi durum annemlerde böyle değil. 26 yaşında yeni bir ülkeye yerleşen biri için oranın dilini orada yaşayanlar gibi konuşmak çok çok zor. Hala bazı kelimeler orada konuştukları Türkçe’nin devamı. Ben öyle konuşmuyorum belki ama her konuşulanı anlıyorum. Normal geliyor, bu yaşıma kadar duyduğum şeyler sonuçta. Sadece bunların bazılarını Eda’dan duyunca çok şaşırıyorum. Daha doğrusu bi gülme geliyor. Kendimi tutamayıp gülüyorsam vay halime. Alınganlığı kime çekmiş bilmiyorum, ona kimse gülmemeli.

Gece yatağına yatırdık ve dışarıdan bir müzik sesi gelmeye başladı ama epey güçlü bir ses. Eda’dan kaçar mı duymuş müziği. “Kim saldı bu müziği” deyince biz Bahadırla koptuk. Salmak, bizde açmak anlamında da kullanılıyor çünkü. “Sesini sal bakayım şu televizyonun” gibi.

Bir kez daha oldu benzeri. Denizde iplere yüzdük ve Eda ipin üstünde akrobatik hareketler yapmaya başladı. “Bak çekiliyorum şimdi” dediğinde ben ipten çekildiğini zannettim ama Bahadır vallahi benden daha iyi bu konuda, asıl demek istediğini anlamış. Çekilmek derken yine bizde kullanılan anlamıyla hareket ediyorum demek istiyormuş.

Söyliyim de Eda’ya biri ona bildiği yabancı dilleri sorarsa biraz İngilizce, biraz da göçmen dili desin :)


HB

2 yorum:

Etkaca dedi ki...

biz de Etka'yı eğitim dili rusça olan bir okula gönderelim diyoruz ama türkiyeye döndüğümüzde yaygın kullanılan bir dil olmadığı için unutur diye de aklıma takılıyordu. yazdıklarınız tam bir cevap olmuş aslında,seçimiziz rusça yerine ingilizce yönünde olacak sanırım...

SadeAnne dedi ki...

İngilizce gibi daha genel geçer bir dil tercih etmenizi öneririm naçizane. Rusça çok zor, alfabesini çözmek bile ayrı bir dert. Kullanılabilir olduğunu düşünüyorsanız elbette öğrensin ama İngilizce ve Fransızca gibi dillere yönlendirmek bana daha mantıklı geliyor. Kullanmadığı sürece unutacak da çünkü...

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Recent News