Tatildeyken
Bahadır’ın kuzenleri geldi annemleri ziyarete. Kızları vardı Eda ile yaşıt,
gayet güzel oynadılar. Sonra yemeğe geçtik. Küçük kız masadaki koladan içmek
istedi, anne-babası itiraz edecek diye beklerken tam tersi bir şey demediler.
Aslında çok da bilinçli insanlar, hele baba doktor zararlarını bile bile nasıl
müsaade ediyor düşüncelerine dalmışken beklenen oldu ve Eda da kola içmek
istedi. Ben “olmaz” deyince bu sefer masada tepki aldım. Doktor baba “içtiği
meyve suyu ile hiçbir farkı yok kolanın, bu kadar katı olmayın” diye eleştirdi
beni. Bahadır da uzatmamak için mi artık nedense Eda’ya kola doldurdu. Gözümün
önünde Eda ilk kez kola bardağını kafaya dikti. Sevmez ve bir yudumda bırakır
diye saf bir umudum oldu ama bardak neredeyse bitiyordu.
“Bu kadar katı olmamak” altında neyi anlatıyor acaba? Ne
kadarına kadar izin vermek, hiç mi sınır çizmemek? Evet biz de çocukken kola
içtik, gofret yedik ama her şey bu kadar elimizin altında değildi. Annemiz izin
verirse bakkala giderdik. Öyle büyük marketlerde göz boyayan ambalajlı şeyler
arasında büyümedik. Üstelik o gofretleri, çitosları yerken bir yandan da
sağlıklı şeylerle beslenebiliyorduk. Artık ben pazardan aldığım meyve-sebzeden
bile şüphe duyuyorum. Soluduğum hava dahil her şey değişti ama kafalar aynı.
Hele aile büyüklerinin yorumları…”Biz çocuklarımıza yedirdik de bir şey olmadı
işte bak hala sapasağlam”
“Bu kadar katı
olmayın” ailesi arabasına binip giderken bir de ne göreyim araba koltuğu
kullanmıyorlar. Yok, ben bu kadar bilinçli bir aileye bunu hiç yakıştıramadım.
Herkesin çocuğu kendine, bakım şekli kendine ama can güvenliği söz konusu
olunca bu kadar katıyım kusura bakmayın. Hayır eve girerken “siz de fazla
rahatsınız koltuksuz seyahat mi olur” diye söylendiğimde de yine geçmişe
yolculuk gerçekleşti ve yine “bizim zamanımızda çocuk oto koltuğu mu vardı”
yorumları duyuldu. Canlarım benim, sizi anlıyorum kendi zamanınızla
kıyaslıyorsunuz ama adı üstünde “sizin
zamanınızda”. Yani 30 yıl önceki teknoloji, bilim, tıp, ne bileyim eğitim
yok ki bugün. Çok mu doğruydu çocukların arabada gezerek yolculuk etmesi. Hala
da bu bilinç oluşmadı ama eski zamanlardan artık günümüze gelmesi lazım
insanların. Yanlışlar öyle devam etmek zorunda değil. Eskiden örneğin yollarda
azami hız kaçtı, şimdi kaç? O zamanlarda trafikte kaç tane araç vardı, şimdi
kaç tane var? Şimdi arabalar daha modern değil mi, 120 ile gittiğinizi
hissetmediğiniz olmuyor mu? Bir sürü parametre var.
Hadi eskiler
zamana ayak uydurmakta zorlanıyor olabilir, yıllarını o şekilde geçirmişler
sonuçta. Ama asıl benim neslimden böyle düşünenler çıkınca şaşırıyorum.
Rahatlık güzel ve gerekli ama dozunda olunca.
HB
2 yorum:
Biz çocukken içtik ama ben çocuğuma asla kola içirmem (büyük konuşma Güven). Bunun adı baskıcılıksa baskıcılık. Başkasının çocuğu ne yapıyorsa yapsın. Evet meyve suları da zararlı ama kola ile bir tutmak ne kadar doğru... Üstelik doktormuş.. McDonalds bağımlısı ve çocukken her fırsatta götürülen biriydim. Ama bu yaşımda bile gitmemeye çalışıyorum. Şimdi ben çocuğumu oralara götürmezsem katı mı olmuş oluyorum? Evet çocuğunu el üstünde büyüten, parmağını çamura sokmayan, sokakta oynamasına izin vermeyen aileler var. İşte onlar katı. Yabancılar çocukları salıyorlar, çocuk düştü kalktı umurları değil. Ama kola içmek istesin bakalım neler oluyor. Çocuk koltuğu da bizim kültüre pek yerleşemedi. Arabanın içinde bir yük olarak görülüyor. Her şey zamanla tabii ama olan çocuklara oluyor. Öff ne uzun yorum yazmışım. :D
Bu duyarlılıkla işiniz zor, yani düşüncelerinizin hepsine tamamen katılıyorum ama malum toplum buna hazır değil. Baba olduğunuzda bol bol eleştirilmeye hazır olun :) Ama önemli olan insanın kendisinin neye inandığı, öyle olunca arkasında duruyor ve ne denirse densin içi rahat oluyor. Özellikle böyle eğitimli kişilerden bunları duyunca insan üzülüyor sadece.
Yorum Gönder