Durum analizi yapmam işe yarayabilir mi acaba? En azından içimi dökmem beni biraz rahatlatacaktır. Öyle umuyorum.
Eda yumurcağı 15 ayını bitirdi ve ben hala onun için bir uyku düzeni sağlayamadım. Suçu burada kendime attığıma bakmayın, uyutma denemeleri esnasında bambaşka birine dönüşüyorum. Kendimi tanıyamıyorum bazen. Analiz yaparken durumu iki taraflı değerlendirmeliyim.
Eda cephesinden
Hiçbir zaman çok uyuyan, kolay uykuya dalan bir bebek olmadı Eda. “Akşam yatırayım sabaha kadar uyur” tarifine uymadı hiç. 15 ayda bir ya da belki iki defadır bu şekilde deliksiz sabaha dek uyuduğu günler. Bahadır ve bende büyük şaşkınlık ve sevinç yaratan bu iki gece dışında, her gece en az 2-3 defa uyanan ve kendi kendine uyumayan bir bebeğimiz var.
Benim cephemden
Benim tarafımda işin 2 boyutu var. Biri annemin söylediği “aynı sana çekmiş, sen de gece hiç uyumazdın” cümlesiyle alakalı. Benim kabahatim burada başlıyor. Keşke zamanında anneciğime bu kadar eziyet etmeseymişim, uykucu bir bebek olsaymışım da kızım da bana benzeseymiş. Diğeri ise olayın gerçek boyutu: Eda’ya hala uyku eğitimi veremedim. Yaz tatilinden önce iyi bir düzen oturtmuştuk aslında. Yine bizim yatakta ve benimle uykuya dalıyordu; ama uyuduğunda hemen kendi yatağına alıyordum. Gece uyandığında da emzirip tekrar yatağına yatırıyordum. Tatilde 1 ay aynı odada uyuyunca bu düzen bozuldu. Eda bizim odada duran park yatakta uyumak istemedi. Hatta hiç uyumak istemeyen bir tavır takındı tüm tatil boyunca. Uyusun da nasıl olursa olsun mantığı gelince zaten kural falan kalmıyor. Çoğunlukla bizim yatakta uyuduğu için tatil dönüşü tekrar yatağına alıştırmak çok zor oldu. İşin aslı hala alıştırabilmiş değilim. İlk uyuduğunda yatağına alsak bile gece uyandığında yatağında tutamıyoruz. Uyuma saatimiz 22:00, uyanma saatimiz de 07:30.
Genel durum bu ve daha kötüsü son birkaç gündür tamamen alabora olan uyku düzenimiz.
Uyuma saatimiz gece 12’yi bulmaya başladı.
Yine eski saatte uyumaya gidiyoruz.
“Ba-ba ba-ba” çığlıklarıyla karşılaştıktan sonra odaya babamız geliyor.
Bu sefer ağlama şiddetleniyor ve parmakla dışarısı gösteriliyor. Amaç babanın gelip onu odadan çıkartması.
Odadan çıkana kadar tüm apartmanın duyacağı şiddette ağlıyor ve hiçbir şey onu susturamıyor.
Babası odadan çıkartıyor, oyuncaklarla oyalıyor.
Sustuktan sonra yeniden deniyoruz. Sonuç yine aynı.
Denemeleri çeşitli varyasyonlarda yapıyoruz, mesela babası tek başına götürüp uyutmaya çalışıyor ya da yanımıza bir bebek alıp yatağa giriyoruz. Masal anlatmayı, ninni söylemeyi, telefondan çizgi film izletmeyi, güzel güzel tane tane neden uyumamız gerektiğini anlatmayı, her şeyi bu süre içinde denesek de bir sonuç alamıyoruz.
En nihayetinde saatin gece 11 buçuğu geçmesiyle ve babasının ayağında sallamasıyla uykuya dalıyor.
Ben uyumadıkça stres yapıyorum. Belki uyur umuduyla uyku tulumunu giydirdiğim Eda, ağladıkça ter içinde kalıyor. Ben ayakta sallanmaya alışmasın diye kızarken olaya daha sakin yaklaşan babamız finali yapıyor. Eda hep onunla ve hep benim beğenmediğim ayakta sallama yöntemiyle uyuyor. Asla ayakta sallayarak uyutmuşluğumuz yok. Bu saatlere kadar uyanık kalması da çok ender yaşadığımız bir durum. Nerden çıktı durup dururken hiç bilmiyorum. Gece bu şekilde uykuya daldıktan sonra da benimle birlikte yatıyor ve gece sayısını takip edemediğim kadar çok uyanıyor. Bazen bir taraftan bir tarafa dönerken bile mızıldıyor.
Gündüz uykularında da durum iç açıcı değil. Haftasonları çoğunlukla es geçiyoruz. Çok uykusu olsa da, esneyip dursa da yatağa yatınca u-yu-mu-yor! Oyun yapıyor, gelip öpüyor, ayağa kalkıyor, zıplıyor. Tek yapmadığı uyumak. Başta sevimli olsa da saatler geçtikçe sinirler geriliyor. 1 güne mahsus olsa, çocuktur arada uyumadığı olur der geçeriz ama bu ara her hafta sonumuz böyle geçiyor. Bizi özlediği için böyle davranıyor olabilir. Acaba 18 ay sendromu denen şey mi başladı bizde, 3 ay önceden? Ah kullanma klavuzları yok ki takıldığımız yerlerde okuyup çözüm bulalım..
HB