Cumartesi sabahı gözümüzü açtık, Eda alev alev ateşli. Tüm vücudu yanıyor. Ateşten korkan panik anne ben hemen ateş düşürücü şurup verdim. Şansa da haftasonu doktor amcası Gökhan bizdeydi. Boğazına baktı hemen ve tam tahmin ettiğim gibi kızarmıştı. Bu sefer hemen ıhlamura sarıldım. Bol bol çay yaptım. Ateşi de hemen düşmüştü neyse ki ama üzerindeki halsizlik hemen fark ediliyordu. Öğlen uykusunu bırakmış olmasına rağmen daha saat 11 olunca uyuyakaldı dinlendiği yerde. Yarım saat kestirdikten sonra şiddetli bir kusmayla uyandı. Üstü başı, saçları, çarşaflar her yer battı. Kokuya karşı da pek hassastır, hızlı bir şekilde temizleyip hemen hastaneye koştuk. Doktor beklediğim cümleleri söyledi tabi. Okula başladığı yıl sık hasta olması normalmiş vs vs. Hafif bir antibiyotik eşliğinde gönderdi bizi. Direkt anneme götürdük, çünkü öğlen okulda öğretmenleriyle randevumuz vardı. Birebir görüşmemiz. Eda hakkında öyle güzel şeyler söylediler ki yazmasam da gurur duydum kızımla diyeyim siz anlayın. Çok iyi gözlemlemişler Eda’yı. Tüm gün birlikte olunca kilit noktaların bir çoğunu yakalamışlar. Eda okulda o kadar iyi vakit geçirmesine rağmen sabah nasıl bu kadar yaygara yapabiliyor anlamış değilim. Her sabah “ananeme gidicem” diye uyanıyor. Evde bırakıp işe gitseydim eminim daha kolay olurdu ama her gün bir yere giderken bir anda farklı bir yere gitmeye başlaması onun için çok zor oldu. Neyse, sabır.
Yaygaranın en büyüğünü haftasonu hasta nazıyla birlikte yaptı. İstekler, istekler. Ağrılar.. Karnım ağrıyor, dişim ağrıyor,….Sonra babası hava almaya çıkarınca nasıl oluyorsa bütün ağrılar bitiyor ve babayı parka sürüklüyor doğruca. Evde hasta olan çocuk parkta gayet sağlıklı. Tabi eve dönünce eski haline dönüyor hemen.
Bu arada kendime de ufak bir özeleştirim var. Ben ne zaman ne konuda “oh be” diye düşünmeye başlasam çok değil birkaç saat sonra düşündüğümün tam tersi oluyor ve “off ya” olarak değişiyor. Mesela ilacını kendi içmek isteyince “eskiden ne zordu, içmek istemezdi zorla içirirdim” diye düşündüm ve sonraki ilaç seansında kesinlikle ilaç içmeyi reddetti. Yine aklıma getirdiklerimi yaşadık.
Sonra yemek konusu..iyi bu ara diye düşündüğüm an sonraki öğünde arıza çıkarır. Mavi gözlü de kötü niyetli de değilim ama nazarım değiyor işte kendimize. Artık bunu bilerek davransam ya da düşünsem iyi olacak. Hadi iyisin kızım, yine suçu kendim üstlendim bak, sen kuzu gibisin maşallah.
Doktor Pazartesi ateşi olmazsa okula gönderebileceğimi söylemişti. Çok şükür ki olmadı. Okulda her gün biri sınıf başkanı oluyormuş. Cuma Eda başkan olmuş. O gün gelmeyen arkadaşını biliyordu yoklamayı o aldığı için. Allahtan bugün geri kalmadı okulundan. Bu sene hastalık çok olacak diyorlar, umarım öyle olmaz ama, devamsızlık olacaktır bol bol. Yine de tam alışma dönemindeyken böyle haftasonuna denk gelmesi iyi oldu. Dinlenip ilaçlarını alınca toparladı epeyce.
Bugün okullu olmayan kalmadı artık. Sabah trafikten belliydi okulların açıldığı. Annelerin gözü aydın, özellikle de ev hanımlarının. Çocuklara da bol başarılı, sağlıklı günler. Ne kadar şanslı olduklarının şu an farkında değiller ama bir gün okulları bitip çalışma hayatları başladığında anlayacaklar.
HB
4 yorum:
ah Haticecim, şimdi benzeri bir yazı yazdım ben de :) 1 haftada sarsıldı bizimkiler, bakalım nasıl geçer bu sezon :)
Allah hepsine sağlık-sıhhat fışkıran günler versin :)
Amin! Çok geçmiş olsun Dafne kuzusuna da. Hemen toparlasın da yarın okuluna kavuşsun inşallah.
Geçmişler olsun... Söylemesi acı ama insan alışıyor okula başladıktan sonra, hastalıklara, ateşlere...
Teşekkür ederiz. Muhtemelen dediğin gibi olacak :(
Yorum Gönder