Eda tam 1 aylıktı hatırlıyorum; sıcaktan bunalıp kuaföre atmıştım kendimi. Kesin hemen bu saçları direktifini ben değil lohusa hallerim vermişti o zamanlar. 3 seneye yakın oldu, o tarihten sonra doğru dürüst saç kestirmedim. Öyle öyle bu zamana geldim ama küçük bir Rapunzel olma yolunda da ilerliyordum. Fönlü ya da maşalı güzel duran bu saçlar kendi haline bırakıldığında süpürgeden farksız durmaya başlamıştı. Etrafımdaki insanların “yoo hayııır, sakın kestirme, böyle çok güzel” yorumlarına rağmen kısa kestirmeyi kafaya koydum. Dün kuaföre girdiğimde kasadaki bayan dahi kısa kestirmeyeceksiniz değil mi diye sordu. Ben de kestireceğim deyince fikrimi değiştirmeye falan çalıştı. Yani anlayacağınız büyük baskıya rağmen direndim ve uzun saçlı hallerime veda ettim. Güzel olmuş mu ne düşünürsünüz bilmem ama büyük rahatlık ve hafiflik verdi bana.
1 mayıs tatilinde Eda için birkaç ilk yaşanacaktı. Mesela ilk kez fotoğrafçıda vesikalık çektirecektik ve ilk göz muayenesini yaptıracaktık. İkinciyi başaramadığımız için ilki de olmadı. Göz için hastaneye gittiğimizde Eda tam doktor odasının dışında bulunan, bozuk para atınca renkli sakız veren makineyi gördü. Onun için baya bir mızmızlık etti. Yanımızda bozuk da olmadığı için alamadık. Neyse sonra ölçüm yapan cihaza aldılar, kucağımda iken durdu Allahtan orda. Bu cihaza göre sağ gözde 2 derece kadar astigmat gözüküyordu. Özel hastane olmasına rağmen doktorun odasına girene kadar bir 20 dakika bekledik. Eda sıkıldı haliyle. Odaya girene kadar sakız ile başlayan huysuzluklarını sürdürdü. Artık doktorun yanına girdiğimizde zıvanadan çıkmıştı. Asla baktırmadı gözlerine. Bir ağlama krizi ki anlatamam. Doktor hanımın yaklaşımı da pek etkili olmadığından susturamadan odadan çıkmak zorunda kaldık. Karşısındaki bebekmiş gibi ıslık çalarak avutmaya çalışan bir doktor düşünün. Sonra bizi bekleme odasına aldılar sakinleşelim diye. Biraz ağlaması kesilince göz damlası getirdiler. Bahadır damlattı ama bu kez de gözüm çok yandı diye ağlamaya başladı. Yine susturduk bir şekilde, 25-20 dk. sonra ikinci bir damla getirdiler. Artık onun acı vereceğini düşündüğünden katiyen damlatmamıza izin vermedi. Zaten onun da bekleme süresinin 45 dakika olduğunu duyunca benim şalter iyice attı ve hemen hastaneden ayrılmaya karar verdik. O anda o kadar delirmişim ki Bahadır da sonradan bana söylendi. Kız “10 gün içinde gelirseniz ücret ödemezsiniz tekrar” dediğinde ben “biz birkaç yıl daha gelemeyiz ne 10 gününden bahsediyorsunuz” diye terslemişim. Tüm konuştuğum kişilere renkli sakızları da söyledim bu arada. Söyleseymişiz yardımcı olurlarmış! Mesele sakız alamamış olmak değil ki..Bir hastanede tam doktor odalarının önünde böyle şeylerin ne işi var. Kısaca hastaneyi hiç ama hiç beğenmedim, buradan ismini vermiyorum, foursquare’de takip edenler görmüştür neresi olduğunu. Bir de anladım ki Eda henüz küçük bu muayene için. Ve asıl önemlisi damla sonrası tam sonucu öğrenememiş olsak da Eda’nın gözü bozuk gibi. Başka bir yere götürsem diyorum ama aynı bekleme süreçleri ile sona gelebilir miyiz şüpheliyim.
Eda ağlamaktan kızarmış gözler ile fotoğraf çekilmesin diye onu da erteledik. Böyle geçti işte 1 tatil günü.
HB
6 yorum:
Çok yakışmış saçlarınız. YAzın en rahatı: )
ben cok begendim saclarını, güle güle kullan :)
göz kontrolüne siz kendi isteginizle mi goturdunuz yoksa bu dönemde gerekiyor mu?
off Hatice nasıl sıkıldı içim Eda yı okurken :( cidden çok zor bir durum. Bence farklı bir hastaneye tekrrar git gerçekten gözde bozukluktan şüphen varsa.
Bende nefret ediyorum sakıZ, şeker veren kişilerden.
Saç konusunda fikrimi biliyorsun :)
annemahsustan; çok teşekkür ederim. evet yazın o saçları nasıl hergün yıkar kuruturdum bilmiyorum.
Burcu; teşekkür ederim :) 3 yaşında gidilmesini öneriyorlar, biz de o nedenle gitmiştik ama daha erkenmiş. bir 4 olsun en azından. ya da Eda için böyle.
Emre; valla ben de nasıl bunaldım o gün anlatamam. günün devamında da etkileri sürdü zaten. hastaneye de doktora da hatta ne diye bu kadar erken götürdük diye kendimize de sinir oldum.
Yorum Gönder