Pazar günü güneşi görünce kendimizi deniz kenarına, Mudanya’ya attık. Bir 10 dakikamız Eda’ya laf anlatmakla geçti tabi. Kışın denize neden girilmediğini ve aslında yaz bile olsa bu denize girilemediğini. Bu temiz beyinlerin deniz kirliliğini idrak edebilmesi zor normal olarak.
Biraz yürüyüş yaptıktan sonra çay içmek için kapalı bir yerde oturduk. İstanbul seferi için bekleyen deniz otobüsü görünüyordu camdan.
Eda: Gemiye gidicem ben.
Ben: Olur, yanına gidip bakarız birazdan. Ama biletimiz olmadığı için içine giremeyiz.
Eda: Tamam tamam, sadece yanına gidicem.
Birkaç saniyelik sessizlik
Eda: Ama neden içine giremeyiz?
Ben: Çünkü biletimiz yok.
Eda: Neden biletimiz yok?
.....sürer.
Hava güneşli de olsa serin bir esinti vardı. Şubat ayındayız, olacak o kadar. Arabaya ağlayarak binen Eda da açık havada gezmeyi ne kadar özlediğini ifade etmiş oldu. Ben de sırf denizi fotoğraflayarak onu ne kadar özlediğimi....
HB
0 yorum:
Yorum Gönder