Döndüm. Hem bloga
hem de işe. Evde işe göre daha zamansızım tabi, o nedenle hiç yazı için vakit
ayıramadım. Özetle hamilelikten sonraki 6 ayımı yazayım.
İlk 2 ay kolik
sancılarıyla geçti. Uyku düzeni fena değildi ama gece 3-4 ten sonra sancılar
başladığı için o saatten sonra çoğu zaman uyanıktım. Haziranda okulların
kapanmasıyla birlikte 1 gün bile beklemeden annemlerin yanına Bodrum’a gittik. İyi
ki de öyle yapmışız, evde 2 çocukla zaman nasıl geçerdi bilmiyorum. Biri ufak,
temel ihtiyaçlarını karşılayıp büyüğüyle ilgileneyim de diyemiyorsun çünkü
bacaktan minik boyuyla o da tam bir ilgi canavarı. Hele Bodrum’da kalabalığa
öyle bir alıştı ki ne uyurken ne de uyanıkken hiç yalnız kalmak istemiyor. Öyle
olunca bakan kişi kitleniyor. Yemek yiyecek zaman bulamıyorsun. Yeni yeni
oturmaya başladı da onu da yanına alıp eline bir ekmek tutuşturup işini
görebiliyorsun anca.
Uykuları daha
Bodrum’da iken bozulmaya başlamıştı. Gece 3’e kadar sadece emmek için uyandığı
günleri arar olmuştum. Kolik bitse bile gaz problemi bitmedi. Bağırsakları çok
hassas. Şu sıra da ek gıda geçişinden dolayı öyle. Tatilin son haftası yüksek
ateş kaldırdı ve doktora götürdüğümüzde muayenede hiçbir teşhis konulamadı. İdrar
ve gaita testleri de yapılmasına rağmen bulunamadı ateşin sebebi. Derken 4.gün
vücutta çıkan döküntülerden sonra tekrar doktora gittik ve el ağız ayak hastalığı
olduğunu öğrendik. İsmini ilk kez duyduğum bir virüs kızımı bulmuştu. Nasıl, hiçbir
fikrim yok.
Bodrum dönüşü birkaç
günün ardından bu sefer de kendi anneme taşındım. Ohhh sen de iyisin demeyin,
gerçekten 2 çocukla evde kalsaydım muhtemelen açlıktan sütüm filan biterdi. Haftasonu
ev, haftaiçi annem derken iznim bitti ve 28 eylülde, yani bu haftabaşı işe
başladım. Çok zor oldu. Her dakika birlikteydik 6 ay boyunca, tabi öncesindeki
9 ayı da saymak lazım. Anneme bıraktığım için aklım rahat ama kalbim özlem dolu
şekilde çalışıyorum şimdi. Aden de dedim ya kalabalığa alıştı, beni ve ablasını
arıyormuş. Hele ki abla okuldan dönünce yüzünü görmelisiniz, ağzı kulaklarında.
Maşallah onlara, hep iyi anlaşırlar umarım.
Eda’nın
kıskançlığını soranlar oluyor. Eda kıskanıyor, epeyce hem de. Ama çok şükür kardeşine
zarar vermeyi düşünecek boyutta değil. Sadece biraz haşin ve sert seviyor,
sıkıştırıyor biraz. Ve de bazen bebekleşiyor kendi. Mesela geçen gün mama
sandalyesinde yemeğini yedi, sonra yürüteçe bindi.. Bu seviyede olması normal
sanırım. Daha ilk günlerde Aden’i emzirirken şakayla karışık o da istedi ve ben
gerçekten mi dediğimde evet yanıtını aldım. Tadının kötü olduğunu, inek sütünün
çok daha güzel olduğunu ama kardeşine alerji yapacağı için veremediğimizi
anlattım. Buna rağmen isteyince de sağıp çok az tattırdım. Sonuçta merakı
giderildi ve tekrar istemedi.
Aden’de beni en
çok zorlayan konu yine uyku. Heralde 3.çocuğu yapsam hiç uyumayan bir şey
ortaya çıkacak. Gece yarım saatte bir uyanıp ancak ve ancak meme ile uyuduğu
zamanlar oluyor. Emzik emmesine rağmen istemiyor. O uyku sersemi haliyle nasıl
da emziği istemeyip anne kokusu eşliğinde meme istiyor fikrim yok. Gündüz uyuturken
de bazen emzik verdiğim anda ağlamaya başlıyor uyutulacağını anladığı için. Hani
rutin oluşturun, emzik/uyku arkadaşı verince uyuyacağını anlasın diyorlar ya,
çocuk zaten anlıyor uyuyacağını ama uyumak istemiyor sıkıntı orda.
Bizim evde
durumlar böyle. İki çocukla sıfır sosyal hayat. Bir süre değişmez bu durum.
Önümüz de kış zaten. En büyük dileğim kışı sağlıklı bir şekilde geçirmek. Aden daha
yürüyecek (emeklemeyeceğinden eminim çünkü asla ve asla yüzüstü yatmıyor),
konuşacak inşallah.. Güzel heyecanlar var ve iyi ki ikinci çocuğu yapmışım
diyorum. Adenim olmadan n’aparmışım. Allah isteyen herkese bu duyguları
yaşatsın ve kimseye evlat acısı göstermesin.
Son olarak bir
haber, ağırlıklı olarak kızlardan kalan temiz/yeni bazen de sıfır eşyaları
sattığım bir instagram hesabı var. https://instagram.com/sade_esyalar
Çevremde ihtiyacı olanlara zaten giysi türü şeyleri dağıtıyorum ama bazen
ihtiyaç sahibini bulmak zor oluyor. Örneğin Aden ve Eda’nın hiç sevip
kullanmadığı dönenceyi sattım buradan. İhtiyaç sahipleri ile fazlalıkları
buluşturmuş oluyorum. Başka evlerde hayat bulmaları güzel. Garagesale akımı
başladı zaten resmen instagramda. Yepyeni küçülenler tamam da lekeli, solmuş
giysileri satışa sunmak ya da mayo gibi şeyleri ikinci el satmak bana çok çok tuhaf
geliyor. Hele bir de kullanılmış ojelerini satan da gördüm ya artık daha üstüne
laf söylenmez herhalde.
Beni merak
edenler olduysa durumlar böyle işte. Artık bir süre gezi,kitap,film yazıları askıda,
bebek yazıları gündemde olacak. Hayatımız bu :)
HB
3 yorum:
hoş döndün, iyi ki döndüm canım :)
yeni doneminde kolaylıklar dilerim
Çok teşekkürler canım. Haftasonu pert olup haftaiçi az da olsa dinlendiğimiz dönemler başladı :))
bazı pazartesileri iple çekiyorum işte biraz oturup sıcak bir çay içebilmek için :D
Yorum Gönder